20.03.2009

Karanlik Sirlar (A Tale of Two Sisters)



Karanlik Sirlar, orjinal adi "Janghwa, Hongryeon" olan 2003 yapimi Guney Kore menseili bir korku-gerilim filmi. Bulundugumuz sene dikkate alindiginda guncelligini hayli yitirmis olsa da, gerilimseverler icin ihmal edilmemesi gereken bir film. Japonya'nin aksine, Guney Kore sinemasinda benzer turde film pek cikmiyor zira.

Son birkac yil icinde, uzakdogu korku sinemasinin sahlanisina ve Hollywood sinemasini da etkisi altina almasina tanik olduk. Aslinda uzakdogu kelimesini Japonya ile kisitlarsak yerinde olur. Cunku bu akimin oncusu japon sinemasi oldu.

Japonlarin korku filmlerine ilgisi cok yeni degil. Korku ogesi japon gosteri sanatlarinda uzun yillardir var ve gecmisi yuzyillar oncesine dayaniyor. Ukiyoe denilen sanat donemine ait resimler ve geleneksel hikayelerle japon korku sinemasinin temelleri atilmis. Uzun siyah sacli, soluk tenli ve beyaz entarili kizlarin nereden turedigini bu doneme ait eserleri inceleyerek rahatca gorebilirsiniz. Yuz yila yakin bir gecmisi olan japon sinemasi da bu ogeleri uzun sure kullanmis. 1825 yilina ait bir tiyatro olan Yotsuya Kaidan oyununda yer alan Oiwa adli hayalet bunun en dikkat cekici gostergesi. Oiwa, baska bir kadindan hoslandigi icin kendisini olduren kocasindan intikam almaya and icmis kadinin hayaleti. Bu hayalet gercekte japonlarin haksizliga ugrayan insanlarin oldukten sonra ruhani varliklari ile intikam alacaklari inancinin bir tezahuru.

Tabi gecmise dayanan bu tecrubeden faydalanmak isteyenler de olacakti. Ozellikle de en buyuk amaci para kazanmak olan Hollywood sinemasi. Japon korku filmlerinin basarisi ve gordugu ilgi Hollywood yapimcilarinin gozunden kacmadi ve japon korku filmlerini bir bir Amerikanlastirmaya basladilar. Bu filmlerden akla gelenler Halka, Kara Su, ve Garez olacaktir tabii ki. Bununla birlikte bu turun yonetmenlerinden esinlenmeyi de ihmal etmediler. Ornegin Quentin Tarantino, her ne kadar korku filmi yonetmeni olarak taninmasa da uretken yonetmen Takashi Miike'den ilham aldigini her zaman dile getirir.

Seyirci her zaman orjinal olani arar. Birbirine benzeyen ve devamli kalite dozu dusen kopya filmler tekrarladikca orjinalligini yitirdiginden, kisa surede seyircinin gozunden dustu. Hollywood da bu akimdan yeterince para kazanmisti zaten. Ama uzakdogu icin degisen pek bir sey yok, cunku korku filmleri kulturlerinden kaynaklanan ogelerle besleniyor. Ve bu ogelerden vazgecmeye pek de niyetli degiller.

Karanlik Sirlar filmi, bahsi gecen uzakdogu korku filmleri furyasinin en populer oldugu donemlerde sunulmus seyirciye. Guney Kore yapimi olmasina ragmen, japon filmlerinden etkilendigi bir gercek. Bunu tabii ki birden sahneye cikan ve seri hareketleriyle seyircinin yuregini hoplatan siyah uzun sacli hayaletlerden anliyoruz. Ama bu etki sadece karakterlerle ve cekim tarziyla sinirli kaliyor. G. Kore sinemasinin da kendine has bir uslubu var. Ozellikle karakterlerin psiko-analizinin yapilmasi ve ruh halinin yansitilmasi sikca rastlanan bir durum. Film akil hastanesinden cikarilarak evine donen bir kiz ile basliyor. Yani baslangictan itibaren ruh hali bozulmus bir kizin yasadiklarini ve hissettiklerini izliyoruz.

Filmi izlemeyenler icin konuyu ozetlemek pek uygun olmayacak. Bence korku ogeleri olmasa daha guzel olacak bir film Karanlik Sirlar. Tabi korku ve gerilim sevenler icin tam tersi sozkonusu olabilir ama filmin en ozgun yonu birden ortaya cikan hayaletlerden ziyade hikayenin kurgusu ve anlatimi. Uvey anne ile kizkardesler arasindaki cekismelerin sunuldugu uzun suren ilk bolum izleyenleri biraz sikabilir. Yavas yavas acilan kapilar, uzun ve agir agir yuruyen insanlar her zaman can sikici unsurlar olmustur benim icin. Ama bu bolumde bazi ipuclarini yakalamakta fayda var, cunku daha once yasananlarin ve olaylarin perde arkasinin anlatildigi bolume gelindiginde bu ipuclar kilit rol oynuyor. Ipuclari derken, masanin ustundeki tabagin icindekiler ya da duvardaki resimdeki soldan ucuncu cocuk anlasilmasin. Kisiler arasinda yasanan olaylar ve diyaloglar onemli.



Karanlik Sirlar diye baslayip cok alakasi olmamasina ragmen japon korku sinemasina degindik ama filmden pek bahsetmedik. Bunun sebebi bahsedildigi gibi guncelligini yitirmesi ve klasikler arasinda yer almayi basaramamasi. Hakkinda yazilacak cok soz yok, belki film ozet olarak gecilerek bazi anlasilamamis noktalara cevap getirilebilir, bu da baska bir yazinin konusu olsun ya da ileriki zamanda bu yaziya ek olarak verilsin.


Genelde verilen sozler unutulur ama uzakdogulular oldukten sonra bile unutmuyormus, dikkatli olmakta fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder