
Gecen sene animasyon dalinda Oscar adayi bir japon animasyonun gorunmesi bu sessizligi bir nebze olsun bozdu. Persepolis, Ratatouille gibi basarili rakipleriyle rekabet edemese de, japon animasyonu tutkunu izleyicileri heyecanlandiran bir film oldu Tekkonkinkreet.
Tekkonkinkreet ne demek? Bu isim uc japonca kelime birlestirilerek ortaya cikarilmis. Bi nevi kelime oyunu. Tetsu , kin ve konkuriito. Yani demir, adale ve beton. Filmin adi ayni zamanda ana temasi hakkinda ipuclari veriyor. Demir ve betonun birbiriyle yaristigi bir kentte yasanan guc savaslarini konu aliyor film. Guc savaslarinin taraflari; yakuza, paraya hukmedenler,polis ve nasil oldugunu anlayamadigimiz bir sekilde cocuklar.

Konu japon animasyonu, nam-i diger anime olunca bazi durumlar gozardi edilip nedeni sorgulanmamalidir. Yoksa ayrintilarda kaybolunur ve butun tabloda betimlenen gorulemez. Bu cocuklarin da neden dogaustu ozelliklere sahip oldugunu da ayni sekilde sorgulamanin pek bir anlami olmayacak. Belki uzaydan geldiler, belki de filmin konusu farkli bir dunyada geciyor. Bana gore bu filmin konusu sehrin ta kendisiydi, bu iki cocuk dahil butun karakterler figuranlardi aslinda. Cunku film sehrin hayatini anlatiyordu, filmde cizilen tablo sehirdi.
Cizim demisken, cizgifilm denen pazarlama urununun en can alici noktasidir cizim, yani gorsellik. Tekkonkrikeet gorsellik acisindan baska hicbir cizgifilmde gorulemeyecek bir ozgunluge sahip. Oncelikli olarak hareketli nesnelerin farkli bir cizim uslubu var, cogu insanin "ben bile daha iyisini cizerim" diyebilecegi bir tarza sahip. Belki cogu insan daha iyisini cizebilir ama o cizim tarzini animasyona doktugunde hic bir insan o akiciligi ve tekduzeligi yakalayamaz.

Bu sehrin kesmekesligi icinde, kendi duzenlerini dikte etmeye calisan ve arada bir "benim sehrim" sozunu kullanan gruplarin catismalari da yine gorsel olarak memnun ediyor izleyiciyi. Bu durum bolca kan gormemize neden olsa da, anime tutkunlari icin pek de garipsenmeyecektir tabi. Bu nedenle filmin animasyon kategorisine girdigini gorerek kucuk yastaki cocuklarla izlenmesi pek tavsiye edilmez.
"Benim sehrim" buyuk bir soz aslinda. Her babayigidin harci degildir bu sozu soylemek, ornegin ancak bir Melih Gokcek Ankara icin kullabilir bu sozu. Ya da Polat Alemdar Istanbul icin. Ucuncu bir ornek aklima gelmiyor. Zaten bu soze cevap da yine filmin icinde veriliyor. Bu sehir kendi kurallarini kendi koyar. Sen bu kurallari degistiremezsin, sadece bu kurallara uyarsin.

Basrollerde yer alan Shiro ve Kuro'dan pek bahsetmedik. Bu iki cocuk tenha bir sokakta hurda bir arabayi kendilerine mesken tutmuslar ve ufak tefek hirsizliklarla hayatlarini surdurmekte. Bizim tinerci dedigimiz, sehrin unutulmaya calisilan ama ummadigimiz anda aci bir sekilde karsilastigimiz yuzu. Ama bildigimiz sokak cocuklarindan farkli olarak sehirdeki iktidara ortak olma cabasi icindeler. Yamakasi diye bir film vardi yakin zamanlarda. Damdan dama atlayan bir grup gencin hikayesi. Yamakasi kelimesinin japoncadan geldigini biliyordum, Tekkonkinkreet'deki bu iki cocuk yamakasi denen hayati yasiyorlar bi nevi. Birbirlerini tamamlayan iki kutup Kuro ve Shiro. Siyah ve beyaz, eksi ve arti, yaz ve kis. Biri olmadan digeri anlamsizdir, tek basina kontrolsuzdur. Kuro da Shiro olmadan kendini zaptedemiyor, Shiro Kuro'nun icindeki durdurulamaz karanlik gucu safligi ve duruluguyla kontrol ediyor. Kuro'nun Shiro'dan ayrilma nedeni icindeki safligi kirletmesiydi belki, yani Kuro'ya benzemesi. Ama ayrildiktan sonra ise benligindeki siddet ruhunu tumuyle kaplamaya basladi. Bundan kurtulmasinin tek yolu ise Shiro'yu tekrar bulmasi olacakti tabi.

Filmin konusu biraz sig, hikayesi yeterince duz olmasina ragmen asla bir zaman kaybi degil, aksine son saniyesine kadar keyifle izlenebilir. Shiro'nun ektigi elma cekirdeginin buyumesini seyredip, japon rock grubu Asian Kung-Fu Generation'in muzigi esliginde sehrin detaylarini inceledikten sonra yuzumde anlamsiz bir gulumseme ifadesiyle buldum kendimi. Bunun sebebi belki de Shiro'nun dilinden dusurmedigi, filmin slogani olmaya aday unlem cumlesi:
"Anshin, Anshin!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder