25.03.2009

Poppoya


"Her zaman babamın şu sözüne inandım: Buharlı tren savaştan sonra bu ülkeyi yeniden inşa edecektir."

Hayatını Japon Devlet Demiryolları'na adamış olan Satou Omomatsu adlı demiyolu görevlisine dair, aynı adlı romandan uyarlama bir film Poppoya. Poppoya Japoncada demiryolu görevlisi anlamına geliyor. Satou Omomatsu, kırsal kesimde yerleşik bir kasabanın tren istasyonunda görevli, altmışlı yaşlarında bir memur. Gençliğinde uzun süre makinistlik yapan Satou, ileriki yaşlarında tren istasyonunda görevlendirilmiştir ve uzun süredir bu görevine devam etmektedir.


Satou'nun gençlik yıllarında yaşadıklarına ara ara şahit oluruz filmde. Zamanında yaptığı mutlu evlilik ve ilk bebeğinin doğumu, bebeğinin ölümü ve ardından karısının ölümü anlatılır sırayla. Ancak bu acıklı olayları daha acıklı yapan ise Satou'nun hayatının en önemli anlarında, çocuğu doğduğunda, çocuğu öldüğünde, eşi öldüğünde yanlarında olamamasıdır. Satou bir görev insanıdır ve görevini layıkıyla yerine getirmek onun ilkesidir. Ona göre bebeğinin doğumu veya eşinin ölümü özel hayatıyla alakalıdır ve bu nedenle mesai terkedilmemelidir.


Aslında Satou'nun görevi sınırda düşmana karşı nöbet tutmaya eş değer değildir ama nedense bu görev aşkı gözüne gözüne sokulmuş seyircinin. Satou da ilerleyen yaşlarında aslında ne kadar büyük hata ettiğinin farkına varmıştır. Bu nedenle doğaüstü güçler onun bu pişmanlığını görmüş olacaklar ki Satou'yu hayatının bu son demlerinde bir ikram yapmak istemişler ve ona ölen kızı yaşlarında bir kız çocuğu göndermişlerdir.


Satou'nun babasının dediği gibi, trenler Japonya'nın yeniden inşasında büyük rol oynamış. Bu nedenle trenlerin ve tren yollarının Japonya'daki yeri önemli. Satou'nun görev aşkı da bu bilinçten kaynaklanıyor. Filmde de tren ve tren istasyonu, kasabayı medeniyete bağlayan en önemli unsur. Satou'nun yeğeninin, başarılı bir eğitim almasının sebebinin amcasının trenleri hiç aksatmadan çalıştırması olduğunu söylemesi bunun bir göstergesi. Ancak teknoloji ve değişen hayat şartları trenyolunu gereksiz hale getirdiğinde, hayatını trene adamış bir insan olan Satou da kendisinin gereksiz olduğunu düşünmüş ve yaşamına devam etmenin anlamsız olduğuna inanmıştır.

Poppoya yavaş ilerleyen, kimi zamanlar insanı sıkan, ama çoğunlukla hüzünlendiren bir film. İşini herşeyin üstünde tutan japonları derinden etkilemiş olabilir, ama durumun tam tersi olduğu ülkelerde samimi bulunması ve insanın içini ısıtması biraz zor gibi. Şahsen ölmek üzere olan eşinin yanında bulunmaktansa mesaiye kalmayı tercih eden bir insana üzülmek bir yana, nefret duyarım.

Belki bu yüzden en iyi yabancı film dalında Oscar'a sunulmasına rağmen aday listesine bile alınmamış. Ama bahsettiğimiz ülkenin yeniden inşasının altında yatan neslin ruhunu da anlamak lazım. Çünkü filmin amaçlarından biri de o neslin ruhunu yansıtmak seyirciye.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder